Kılıçdaroğlu Konya’da Gençlerle Sohbet Etti: Kadına Şiddeti Yasaklayan Kanun Var. Özellikle Refah Partisi yine değişmesini istiyor.
Milli İttifak Başkan adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Konya’da bir kafede gençlerle sohbet etti. Kılıçdaroğlu, gençler; “Şimdi daha önemli bir tehlike var. Kadına şiddeti yasaklayan bir yasa var. O yasanın değişmesiyle ilgili kamuoyunda önemli bir tartışma var. Yeniden Refah Partisi başta olmak üzere değiştirmek isteyenler var. Ama olursa. Aksi takdirde daha önemli sorunlar ortaya çıkacaktır: “Cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı bir ülkede aslında demokrasiden, insan haklarından söz edilemez. İnsanlar arasında hiçbir ayrım yapılamaz. Bunu sağlayacağız” dedi.
CHP Genel Başkanı, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte bir kafede kahve içerek gençlerle sohbet etti. Kılıçdaroğlu, gençlerin sorunlarını dinledi.
“SOSYOLOG SAYISININ ARTIRILMASI GEREKİYOR”
Kılıçdaroğlu, “Oldukça formdayım. Koşuyorum. Benim işim koşmak” yanıtını verdi. Gençlerden Kılıçdaroğlu, “Ders mi okuyorsun?” diye sordu. “Ben mezunum” diye cevap verdi. Kılıçdaroğlu, sosyoloji mezunu olduğunu söyleyen gence, “Çok güzel bir alan. sosyologların artması gerekiyor.” Genç kadın, Kılıçdaroğlu’na, “Birçok üniversite açıldı. Çok mezun veriyorlar. Ancak alım yok. Zaten bakanlıklar alım yapmıyor.”
Kılıçdaroğlu, mezun olan genç kadına şu yanıtı verdi:
“GELECEĞİ BURADA DEĞİL DIŞARDA ARAMAYA BAŞLADINIZ. BİZ ONU DEĞİŞTİRECEĞİZ”
“Şimdi bakın ziraat mühendisleri, avukatlar, atama bekleyen öğretmenler, hemşireler, veterinerler var. Her alanda çok hızlı mezun oluyor. Çünkü planlama yok. Sıradan bir planlama yapılması gerekiyor. Ona göre belirlenmesi gerekiyor.” ülkenin ihtiyacına. Ama yapmadılar. Mesela nerede boş kontenjan var?” Bir bina görseler onu Hukuk Fakültesi yaptılar. Ondan dolayı bir problem var. Geleceği burada değil, dışarıda aramaya başladınız. Bunu değiştireceğiz.”
Genç kadın, Kılıçdaroğlu’na, “Kadınlar, öğrenciler olarak size güveniyoruz. İnşallah her şey çok güzel olur” diyen genç kadın; Kılıçdaroğlu, “Güveninizi boşa çıkarmayacağız” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, gençlere şunları söyledi:
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ YASAKLAYAN BİR YASA VAR. BİRİLERİ DEĞİŞMEK İSTİYOR, ÖZELLİKLE KARŞILAMA PARTİSİ DEĞİŞMESİNİ İSTİYOR”
“Şimdi daha önemli bir tehlike var. Kadına şiddeti yasaklayan bir yasa var. O yasanın değişmesiyle ilgili kamuoyunda önemli bir tartışma var. Yeniden Refah Partisi başta olmak üzere değiştirmek isteyenler var. Bir ülkede cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı yerde demokrasiden insan haklarından söz edilemez aslında insan arasında ayrımcılık olamaz bunu sağlayacağız.
“YETERLİLİK VARSA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VARDIR”
Türkiye üretmelidir. Ama ne üretecek? Katma değeri yüksek ürünler üreten bir Türkiye. Diğer bir deyişle üniversitelerin katma değeri yüksek ürünler üretebilmeleri için bilgi üretmeleri gerekmektedir. Üniversite bilgi üretirse katma değeri yüksek ürünler üretebilirsiniz. Üçüncüsü, güçlü bir sosyal devlet. Kimsenin aç ve maruz kalmadığı yer. Hani ‘biri yer, biri bakar’ deriz. Kıyamet ondan kopacaktır’. Dördüncüsü, sürdürülebilirlik. Tüm kavramlar değişiyor. Üretim zincirleri, üretim biçimleri değişiyor. Sürdürülebilirlik yaşanıyor. Bunun anahtarı devlette liyakattir. Liyakat varsa sürdürülebilirlik vardır. Yani işi insanlarına teslim ettiğinizde o da gelecek nesilleri yetiştirerek alıyor. Biz buna sürdürülebilirlik diyoruz. Devam edemiyorsanız, gelişimin gerisinde kalıyorsanız, sürdürülebilirlik kavramını veya kuralını yerine getirmiyoruz.
“TÜRKİYE BU BİLGİ EKONOMİSİNİ HENÜZ YETERİNCE İÇSELLEMEMİŞTİR”
Burada değerli olan bir şey daha var. Tüm bu gelişmelere biz mi ayak uyduracağız yoksa öncü mü olacağız? Ayak uydurmak, işi arkadan takip etmek demektir. Lider olmak, bir şey yapmaktır, diğerleri seni takip eder ve sana ayak uydurur. Bu nedenle sürdürülebilirlik, aynı zamanda yeni fikirler ve fikirler üretmeyi de içerir. Çocuklara ne diyoruz? ‘Yenisini icat edelim’. Ama gelişmiş ülkeler keşke her gün yeni bir buluş olsa diyor. Çünkü insanoğlu tekerleği 1 milyon yılda keşfediyor. Ama artık her saniye birden fazla icat oluyor. O bakımdan 21. yüzyılı ‘bilim yüzyılı, bilgi yüzyılı’ olarak adlandırıyoruz. Ben buna bilgi ekonomisi diyorum. bilgiye dayalı ekonomi. Örneğin COVID-19 aşısını bulan Türk kökenli iki Alman vatandaşı. Alman ekonomisine 140 milyar dolar kazandırdılar. Bu bilgi ekonomisidir. Yeni bir şey bulursun, onu dünyaya pazarlarsın ve kazanırsın. Türkiye artık bu bilgi ekonomisini yeterince içselleştirmiş değil. Üniversiteler de içselleştirmiş değil. Teknoloji ve teknolojideki harika gelişmeleri hem yakalamamız hem de uygulamamız kaçınılmaz. Bunu yapmak zorundayız.”
10 yaşındaki gençler “Milletin umudu Kılıçdaroğlu” sloganları attı. Bazı gençler Kılıçdaroğlu’na “Biz liyakat ve adalet istiyoruz” dedi.
