Ümit Özlale: “Ticaret Politikasının İlk Yapması Gereken Şey, Üretim Zincirinin Tekelleşmesini Önlemek”
İyi partiTicaret Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İzmir Milletvekili Ümit Özlale, “Enflasyonla mücadelede ticaret politikasının yapması gereken ilk şey, üretim zincirinin tekelleşmesini önlemektir. Türkiye Üretim zincirinin ortasında yer alan üreticilerin istedikleri karı elde edememelerinin nedenlerinden biri de bu fahiş fiyat artışının nedenlerinden biri de üretim zincirinin tekelleşmesidir. “Ticaret politikanızı şekillendirirken ilk yapmanız gereken o üretim zincirini kontrol altına almak ve oradaki temel tekelleşmeyi önlemektir” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2024 yılı bütçe görüşmeleri sürüyor. Ticaret Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçe tasarısı bugün komisyonda görüşülüyor. Toplantılarda İYİ Parti Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Ümit Özlale, şunları söyledi:
“PARA POLİTİKASINA GÜVENİLMEYEN TÜRKİYE’DE NEDEN BU KADAR ALTIN İTHAL EDİLİYOR”
” Türkiye Türkiye’nin ihracat şampiyonu olduğu, ithalatın azaldığı iddiası doğru değil. Baktığımızda Türkiye, dünya ihracatından aldığı pay itibarıyla ilk 16 ülke arasında 16., ithalatta ise üçüncü sırada yer alıyor; dolayısıyla sorunlarımız hâlâ azalmıyor. Altın ithalatı Türkiye ekonomisine duyulan güvensizliğin bir sonucudur. Türkiye para politikasına güvenmediği için neden bu kadar çok altın ithal ediliyor? Önümüzdeki dönemde bu ithalat tablosunu gerçekten düşüreceksek öncelikle reel anlamda bir indirim yapmamız gerekiyor. ekonomi Siyaseti izlememiz lazım. Yani ‘Altın ithalatını kaldırınca aslında dış ticaret dengemiz düzeliyor’ demek pek inandırıcı değil çünkü ekonomi politikamız kötü tasarlandığı için bu ithalatı yapıyorsunuz.
“ BEN İHRACATLA BÜYÜYORUZ BEN İKİ ÇIRAKLIK KURULUŞUNDAN ÖNCE ÇALIŞTI sığınak KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ BEN İŞLETMELERİN HİZMETİNE EKLEMEK GEREKİR BEN “SENİN”
İhracatçılarımızın en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri de nitelikli işgücü ihtiyacıdır. Nitelikli işgücünü sadece üniversite mezunu ya da meslek lisesi mezunu olarak anlamamak gerekir. Sayın Bakanım, bunu daha önceki dönemlerde de çok dile getirmiştik, Türkiye’de çıraklık kurumu bittiği için küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin ciddi personel ihtiyacı var. Dolayısıyla ne yazık ki 4+4+4 olarak adlandırılan eğitim sistemine geçildikten sonra Türkiye’de çıraklık kurumu tamamen sona ermiştir. Herkesin üniversite mezunu olması gerekmiyor ama herkesin meslek sahibi olması gerekiyor. Hele ki ihracatla büyüyeceksek çıraklık kurumunun bir an önce küçük ve orta ölçekli işletmelerin hizmetine sunulması gerekiyor. Doğuştan çırakların insanca yaşamasını sağlayacak tüm çalışma koşullarını ve fiyatları sağlamanız, aynı zamanda yüksek öğreniminizi de gözden geçirmeniz gerekiyor.
“BU YEŞİL BEN L DÖNÜŞÜME DAHA FAZLA PAY AYIRMANIZI TAVSİYE EDİYORUZ BEN YEMEK BEN “M”
Hem Bakanlığın strateji raporunda hem de bütçenizde bu yeşil dönüşüme daha fazla pay ayırmanızı tavsiye ederim, çünkü önümüzdeki dönemde başka ülkelere ihracat yapacaksınız, biz de burada bütçenin tamamı için yapılan görüşmelerde aynı şeyi söyledik. Bu çevre düzenlemeleri, özellikle Avrupa Birliği’ne olan ihracatımızı etkileyecektir. İhracatımız açısından ciddi sıkıntılar yaratacak gibi görünüyor. İhracatta hızlı değiliz, gemilerin limanda ortalama bekleme sürelerine baktık. Şu anda Türkiye’nin durumu iyi değil, dolayısıyla doğru ve çok daha hızlı ihracat yapmanız gerekiyor.
“T BEN CARET POL DİNİNİN İLKİ YAPMASI GEREKENİ ÜRETİN BEN MZ İNCİR TEKELLEŞME sığınak ÖNLEMEK”
Enflasyonla mücadelede ticaret politikasının yapması gereken ilk şey, üretim zincirinin tekelleşmesini önlemektir. Türkiye’de üretim zincirinin ortasında yer alan üreticilerin istedikleri karı alamamalarının nedenlerinden biri de bu fahiş fiyat artışının nedenlerinden biri de üretim zincirinin tekelleşmesidir. Ticaret politikanızı şekillendirirken ilk yapmanız gereken o üretim zincirini kontrol altına almak ve orada tekelleşmeyi önlemektir. Kooperatifçilik anlayışımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Avrupa’da yüzde 46, ülkemizde ise maalesef yüzde 2. Kooperatiflerin neden verilen tüm desteklere rağmen istediğimiz düzeyde olmadığını, Türkiye’de üretici örgütlerinin neden hala can çekiştiğini, yolsuzluk ve rüşvetin önemli bir kısmının neden burada yaşandığını biraz düşünmemiz gerekiyor.
“DAHA ÖNCE DENETLEDİĞİNİZ, DÜZENLEDİĞİNİZ ŞEY BEN “YENİ OLMAYAN BİR KURULUŞTA YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLAMAZSINIZ”
Türkiye’de gerçekten rekabeti tesis etmek istiyorsak, özellikle denetleyici ve düzenleyici kurumların üst düzey yöneticilerinin görevlerinden ayrıldıktan sonra herhangi bir yerde çalışmalarına engel olunmalı, özellikle görevdeyken yönetim kurulu üyesi olmamalıdırlar. Bu ya rekabetin temelinden, rekabetin kendisinden farklı ya da örtüşen bir şey değil, taban tabana zıt bir şey. “Denetlediğiniz, düzenlediğiniz bir yerdesiniz, o kurumun başkanısınız, oradan ayrıldığınızda bir ay önce denetleyip düzenlediğiniz bir kurumun yönetim kurulu üyesi olamazsınız.”